BANKAYA DEĞİL ŞAHISLARA BORÇLANIN
Tüketici ihtiyaçları, istek ve davranışları yeni trendleri şekillendiriyor, yeni fırastlar doğuyor ve inovatif iş
modelleri ortaya çıkıyor. Bu gün finans sektöründen bir örneğe bakacağız. Bankaların
uyguladığı işletim ücretleri, dosya masrafları, yüksek komisyonlar, uzun ve
zahmetli prosedürler, cezai yaptırımlar, düşük kredibilite vs. müşteriyi farklı arayışlara sürüklüyor.
Geçen yazımızda “crowdsourcing”den bahis etmiştik. Peer -to-Peer Lending aslında
çok farklı değil. Bu platform internet
ortamında uygun şartlarda borç almak isteyenler
ile borç veren yatırımcıları biraraya getiriyor. Bu alışveriş sadece bireyler arasında
gerçekleşiyor, bankalar ve finans kuruluşları by-pass edilerek yüksek faiz ve
komisyonlar, işlem ücretleri, cezai yaptırımlar gibi unsurlar ortadan kalkıyor.
Bu işleme aracı olan paltform iki taraftan komisyon alıyor, klasik bankanın
yönetim, pazarlama ve altyapı giderleri karşısında hemen hemen otomatik işleyen
ve dolayısı ile işletme ve yönetim giderleri çok düşük bir mekanizmaya sahip bu
platform sayesinde bütün taraflar karlı çıkıyor. Kredibilitesi az olduğu için
bankaların kredi vermediği kişiler için
mükemmel bir platform. Mevduat faizlerinin %4,5-5 arası değiştiği Amerika ,
İngiltere gibi pazarlarda %8,5-9(bazen%30’e kadar çıkıyor) gibi rakamlar da borç
verenler için hayli cazip. Üstelik borsayla karşılaştırıldığında daha az
volatilite gösteriyor.
Borç alanların kredi skoruna bakılıyor, riskli olanlar daha
fazla faiz ödeyerek borçlanıyorlar yada reddediliyorlar. Sistemde istediğiniz
miktarda parayı istediğiniz miktarda insana borç olarak verebiliyorsunuz. Yani
10.000USD borç vermek istiyorsanız, 25 Dolardan 200 kişiye verebilirsiniz, böylece riskiniz azalmış olur.
Nasıl bir riskten bahis ediyoruz? Mesela
İngiltere’de yasal düzenlemeler
yok. Şu ana kadar uygulanan
standartları tamamen özerk “Peer to Peer Finance Association “ belirlemiş. Sistemde borç vermiş olanların riskleri
garanti altında değil. İngiliz hükümeti Şubat 2013’de, 2014 Nisan itibari ile
sektörü regüle etmeye başlayacaklarını ilan etmiş.
Amerika’da durum çok farklı değil, firmalar yetkili
kurumlardan çalışma izni almışlar ama devlet borç verme işini tamamen yatırım
aracı olarak değerlendiriyor ve banka mevduatlarına uyguladığı devlet
garantisini bu platformda borç verenlere uygulamıyor. Aracı platform sadece
senet tipinde bir belge düzenliyor. Buna
rağmen bankalarınki ile karşılaştırıldığında batık oranları sadece 1-2 puan fazla.
Amerika’da pazarı domine eden 2 aracı firma var, LendingClub ve Prosper. 2012 Mayıs itibari ile bu iki firma 2 milyar dolar kredi
kullandırmış. Sektör her yıl %100
büyüyor.
Kimbilir belki ülkemizde de bağzı girişimciler bu yazıdan
feyz alıp yeni girişimler başlatabilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder