20 Aralık 2013 Cuma

İMECE USULÜ ONLINE BORÇLANMA (PEER TO PEER LENDING)


 

BANKAYA DEĞİL ŞAHISLARA BORÇLANIN

Tüketici ihtiyaçları, istek ve davranışları yeni  trendleri şekillendiriyor,  yeni fırastlar doğuyor ve inovatif iş modelleri ortaya çıkıyor. Bu gün finans sektöründen bir örneğe bakacağız. Bankaların uyguladığı işletim ücretleri, dosya masrafları, yüksek komisyonlar, uzun ve zahmetli prosedürler, cezai yaptırımlar, düşük kredibilite vs. müşteriyi  farklı arayışlara sürüklüyor.

Geçen yazımızda “crowdsourcing”den  bahis etmiştik. Peer -to-Peer Lending aslında çok farklı değil. Bu platform internet ortamında uygun şartlarda borç almak isteyenler  ile borç veren yatırımcıları biraraya getiriyor.  Bu alışveriş sadece bireyler arasında gerçekleşiyor, bankalar ve finans kuruluşları by-pass edilerek yüksek faiz ve komisyonlar, işlem ücretleri, cezai yaptırımlar gibi unsurlar ortadan kalkıyor. Bu işleme aracı olan paltform iki taraftan komisyon alıyor, klasik bankanın yönetim, pazarlama ve altyapı giderleri karşısında hemen hemen otomatik işleyen ve dolayısı ile işletme ve yönetim giderleri çok düşük bir mekanizmaya sahip bu platform sayesinde bütün taraflar karlı çıkıyor. Kredibilitesi az olduğu için bankaların kredi vermediği  kişiler için mükemmel bir platform. Mevduat faizlerinin %4,5-5 arası değiştiği Amerika , İngiltere gibi pazarlarda %8,5-9(bazen%30’e kadar çıkıyor) gibi rakamlar da borç verenler için hayli cazip. Üstelik borsayla karşılaştırıldığında daha az volatilite gösteriyor. 
 
Borç alanların kredi skoruna bakılıyor, riskli olanlar daha fazla faiz ödeyerek borçlanıyorlar yada reddediliyorlar. Sistemde istediğiniz miktarda parayı istediğiniz miktarda insana borç olarak verebiliyorsunuz. Yani 10.000USD borç vermek istiyorsanız,  25 Dolardan 200 kişiye verebilirsiniz, böylece riskiniz azalmış olur.

Nasıl bir riskten bahis ediyoruz?  Mesela İngiltere’de yasal düzenlemeler  yok.  Şu ana kadar uygulanan standartları tamamen özerk “Peer to Peer Finance Association “ belirlemiş.  Sistemde borç vermiş olanların riskleri garanti altında değil. İngiliz hükümeti Şubat 2013’de, 2014 Nisan itibari ile sektörü regüle etmeye başlayacaklarını ilan etmiş.

Amerika’da durum çok farklı değil, firmalar yetkili kurumlardan çalışma izni almışlar ama devlet borç verme işini tamamen yatırım aracı olarak değerlendiriyor ve banka mevduatlarına uyguladığı devlet garantisini bu platformda borç verenlere uygulamıyor. Aracı platform sadece senet tipinde bir belge düzenliyor.  Buna rağmen bankalarınki ile karşılaştırıldığında batık oranları sadece 1-2 puan fazla.

Amerika’da pazarı domine eden 2 aracı firma var, LendingClub ve Prosper. 2012 Mayıs itibari ile bu iki firma 2 milyar dolar kredi kullandırmış.  Sektör her yıl %100 büyüyor.

Kimbilir belki ülkemizde de bağzı girişimciler bu yazıdan feyz alıp yeni girişimler başlatabilir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder